Prof. Dr. Atilla Soykan, Dr. Psk. Filiz Özekin Üncüer;
M+ Psikoterapi: 05067644000
Davranışçı teoriler, insanın, yeme,
ilgi-sıcaklık, gibi ‘iyi hissettiren’
ve duygusal-fiziksel acıdan kaçınmasını sağlayan, ‘kötü hissetmesini engelleyen’ yanıtları tercih ettiğini, bunların
ortaya çıkma olasılığını yükselten davranışları tekrarlama eğiliminde olduğunu
ileri sürer. Kişi, bir uyaranla karşılaştığında, bir yanıt verir; hem uyaran,
hem de yanıt istenen sonuç açısından değerlendirilir ve öğrenme kurallarıyla,
bu yanıtın sürdürülüp-sürdürülmeyeceğine karar verilir. Yani, öğrenme, insanı harekete geçiren iç ve
dış uyaran ile ortaya çıkan yanıt-davranış arasında bağ kurma işlemidir; amaç, uyaran karşısında istendik
yönde sonuç oluşma olasılığı yüksek yanıtın ne olduğunu öngörülmesidir.
Ortodoks davranış terapi ekolleri düşünceyi de bir davranış olarak kabul eder.
Davranışçı Terapide Kullanılan Bazı Teknikler
Davranışçı terapide öğrenme ilkeleri
kullanılır; terapist yönlendirici ve aktiftir. Amaç, işlevsel davranışları
güçlendirmek ve işlevsel olmayan
davranışları azaltmak, ortadan kaldırmaktır. Pek çok öğrenme ilkesi bir arada
kullanılır. Davranışçı terapi teknikleri diğer terapi yaklaşımlarında da
sıklıkla kullanılır.
Bilişsel terapiler, problemlerin
oluşumunda, dış etmenlere öncelik veren davranışçı terapinin aksine, kişinin kendisi, diğerleri ve dünya-gelecek
hakkında gerçekçi olmayan düşünce-yorumlarının etkili olduğunu ileri sürer.
Terapist, hastasının kendi algısı ve düşüncelerini inceleyerek, yeni ve daha
gerçekçi yorumlar oluşturmasına yardım eder.
Çoğu bilişsel terapide ortak olan kavramlar otomatik/alternatif
düşünce-iç konuşma, işlevsel olmayan şema ve temel inançlar, ve veri
analizi-düşünce hataları kavramlarıdır.
Genel Hatlarıyla
Bilişsel Teori
Erken
Dönem-Çocukluk Yaşantıları:
Arkadaşlar
tarafından aşağılanmak, dışlanmak
şiddet görmek
Durum/Olay
Temel İnanç: Karşılaşılan durumlar tehlikeli
Diğerleri beni incitebilir
Diğerlerinin sözleri/bakışları
Dünya tehlikeli bir yerdir eleştirel ve tehditkar
algılanır
Ben işe yaramaz ve değersiz biriyim
Diğerlerini sürekli memnun etmeliyim ki
beni sevsinler ve incitmesinler
Davranış: Pasif, diğerlerinin isteklerine göre
davranmak,
Konuşmaktan, göz temasından kaçınmak,
Duygu:
Kaygılı,
depresif, düşük öz-güven
Otomatik Düşünce: “İncinebilirim”; “Bu tehlikeli bir durum”
“Zarar göreceğim”; “İşe
yaramaz ve aptalım”
“Kimse beni sevmiyor”
Otomatik düşünceler; Düşünceler, etrafımızda olup
bitenleri yorumlayıp değerlendirmemize ve karşılaştığınız durumları anlamamıza
yardımcı olan ve bir uyaran-olay-durumla karşılaştığımızda, otomatik olarak
ortaya çıkan, kendi bakış açımıza göre yaptığımız
yorumlardır. Yani, ürettiğimiz düşünceler bir gerçekliği ifade etmezler;
karşılaştığımız durum hakkındaki bizim yorumlarımızdır; gerçekçi olabilirler ,
kısmen gerçekçi olabilirler veya gerçekçi değillerdir. İnsanlarda, ilginç bir
şekilde, kendi düşüncelerini gerçekçi kabul etme, inanma eğilimi vardır. Oysa,
her zaman gerçekçi yorum yapamayabiliriz !!
Yaşadığınız ya da fark ettiğiniz bir
durum düşüncelerinizi tetiklerken; düşüncelerle birlikte duyguları, kalıplaşmış
davranışsal ve fiziksel tepkileri de tetikler.
DUYGU |
|
Her şey çok umutsuz, kimse beni sevmiyor, değersizim, başarısızım, hiç
bir şey değişmeyecek |
Depresif, Çökkün |
Tehlikedeyim, bu durumla baş edemeyeceğim |
Kaygı, Korku |
Bu durumu hak etmiyorum, buna daha fazla dayanamayacağım |
Öfke, Engellenmişlik
|
Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Özellikleri;
·
Bir
kaç anahtar kelime, görüntü, fiziksel hissiyat, herhangi bir anı, hayal edilen
bir ses şeklinde olabilirler. Refleks gibi ortaya çıkarlar, otomatiktirler.
Olaydan sonra hemen zihninizin içinde beliriverirler.
·
Mantık
süzgecinden geçirilerek oluşturulmamışlardır. Gerçekçi olmadıklarında bile
gerçekçi, mantıklı, ‘doğru’ gibi görünürler, inandırıcıdırlar, değişime ve
sorgulanmaya dirençlidirler.
·
Size
aittirler, sizin geçmişinizi, temel inançlarınızı yansıtırlar. Bir kişinin
çoğunlukla aynı kelimelerle olmasa da aynı temalarda otomatik düşünceleri
vardır. Örn; değersiz biri olduğu; başarısız biri olduğu, çözüm üretemeyeceği, çaresiz-dayanıksız
olduğu, gibi temalar sıktır.
·
Sürekli
tekrarlarlar; her tekrarda daha inandırıcı gelirler; inandığınız oranda
hissettiğiniz duygunun şiddeti artar; duygu şiddeti artıkça değiştirilmeleri
zorlaşır.
·
Otomatik
düşünceleri çağıramazsınız veya geri gönderemezsiniz; öte yandan,
gerçekçiliklerini sorgulayabilirsiniz.
Otomatik düşünceler ve
Alternatif Düşünceler; Alternatif
düşünce, ‘o olay/durum ile ilgili olarak
aklımıza başka hangi düşünceler gelebilirdi ?’, sorusunun karşılığında
ortaya çıkan, yeni düşünce-fikir-yorumlardır. İlk başlarda genellikle
inandırıcı gelmezler; ancak, kişi.
SAVUNMA AVUKATI gibi, ısrarla bu yeni fikirleri savunmaya devam eder ve bu yeni
fikirlerden biri daha gerçekçi ise inandırıcı gelmeye başlayabilir.
OTOMATİK (D1) VE ALTERNATİF DÜŞÜNCE (D2,
D3..) / İnanma derecesi |
DUYGU / Şiddeti - Davranış |
D1=
Adam hasta ruhlu herhalde.. Köpeğe eziyet ediyor (% 70) |
Öfke (% 95), Korna çalma |
D2=
Köpek başka köpeklerle kavga etmesin diye çekiyor (% 40) |
Merak (% 50),
Tepki vermem |
D3=
Adam ya köpeğe eziyet ediyor ya da benim görmediğim bir nedenle köpeği ordan
hızlıca götürmek istiyor (% 90) |
Biraz
öfke ve merak (% 30), Bişey yapmam |
Olumsuz
Otomatik Düşüncelere karşı Alternatif Düşünce Oluşturma Taktikleri;
·
Düşüncem
bir gerçeği mi yoksa sadece aklıma o anda ilk gelen bir fikri mi yansıtıyor?
·
Duruma
farklı bir açıdan bakabilir miyim?
·
Bir
arkadaşım olsa o nasıl tepki verirdi? Arkadaşıma sorsam bu durumla ilgili ne söylerdi?
Duruma nasıl bir anlam yüklerdi?( değer verdiğiniz birini aynı durumu yaşarken
hayal etmek faydalı olacaktır)
·
Bir
başkası aynı durumda olsa ona nasıl bir tavsiye verirdim?
·
Bu
durumun şu an bu şekilde yorumluyorum; farklı bir zamanda ve farklı bir ruh
halinde olsam, aynı mı yorumlardım?
·
Bu
durumun benim için anlamı ne/Duruma bir anlam yüklediğim için bu düşünce geldi?
·
Dışardan
bir gözlemci olarak olaya baksaydım olay nasıl görülürdü? Olayın anlamı o zaman
ne olurdu?
·
Bu
düşüncenin doğru olduğunu destekleyen kanıtlarım neler?
·
Bu
düşüncenin doğru olmadığını gösteren kanıtlarım neler?(kısmen ya da tamamen)
·
Daha
gerçekçi/dengeli bakış açısı ne olurdu ?
·
Otomatik
düşünceyi savunan zihin kısmımızı SAVCI kabul edersek, düşüncenin tersini
söyeleyen kısmı AVUKAT, tüm verileri değerlendiren kısmı ise HAKİM gibi
düşünebiliriz.
Hem
bilişsel hem de davranışçı terapi ve teknikleri diğer terapilerle birlikte
kullanılmaya uygun yaklaşımlardır. Son kuşak terapilerden olan Bilişsel
Davranışçı Hipnoterapi bu tür bir entegrasyonun sonunda ortaya çıkmıştır.